Çekirdek ailemizin 4 numaralı üyesi Tuna Bey biraz nazlanarak katıldı aramıza. 4 Temmuz Çarşamba günü akşam saat 17.00’de doğdu ama doğum aslında 30 Haziran akşamı başladı. Neredeyse 82 saat…
Bu uzun sürecin sonunda da 22 dakikalık geçmek bilmeyen anlar başladı. Aslında konuşurken zorlanıyorum ama dilim döndüğünce anlatacağım. Özellikle kordon sarkması gibi travmalar yaşayan ailelere bilgi olsun istiyorum.
30 Haziran gecesi sancıyla hastaneye gittik. NST 4 dk’da bir düzenli sancım olduğunu gösteriyordu ve 2 cm kadar açılma vardı. Tabi hemen toparlanıp doğum yapmayı planladığım Şişli Memorial’a gittik. Yolda doktorum Altuğ Semiz’e yazdım durumu ve odayı hazırlattı. Sabaha karşı odaya yerleştiğimde sancılar devam ediyordu ama bende acı hissi azaldı. Günün akşamı sancılar yine vardı ama acı hissi yok… O geceyi geçirdik hastanede ve Pazartesi sabahı eve döndük çünkü sancılar da gitti…
Salı sabaha karşı uyandığımda bir tuhaflık hissettim ve gece tekrar acile gittik. Doktor suyumun geldiğini ama kordon sarkması riski olduğunu söyleyerek o hastaneye yatmamı teklif etti. Bir kağıt imzalayarak hastaneden ayrıldım ve doğum yapacağım Şişli Memorial’a hemen gittim. (Bu arada iyi ki gitmişim.)
Ancak bu kez sancı kesinlikle yoktu. Çarşamba akşam 3’e kadar bekledik. Sancı gelmeyince suni sancı verildi ama son doz suni sancı almama rağmen ben acı hissetmiyorum ve açılma artmıyordu. Doğal olarak ıkınma hissi de yok… NST 100’ü geçti ama acı yok!!!
Saat akşam 4 buçukta Altuğ Semiz suyumun yukarıdan sızdığını, çocuğun kafasının da biraz yukarıda olduğunu söyledi. Doğumun artık tam olarak başlaması için suyumu patlattı ve ben anında sancıları hissetmeye başladım. Odamın ebesi o an bir doğumdaymış o yüzden başka bir ebe yanıma geldi. Sancıların tavan yaptığı sırada midem bulanınca beni muayene etmesini, açıldığımı söyledim. Muayene etmedi… Bir süre sonra NST’de kalp atışlarını kaybetti. Çünkü doğum başlamış ve çocuk yola girmişti. Ancak yine muayene etmedi ve doktora haber vermedi. O sırada sağ olsun odamın asıl ebesi geldi. “Bu durumu doktora bildirdin mi?” dedi. Kız hayır diyince derhal telefona sarıldı. Altuğ’un personeli toparlayıp odama uçması 10sn filan sanırım. Odaya girdiği an herkesi çıkarıp beni muayene etti ve ebelere “Bana nasıl haber vermezsiniz.” diye bağırmaya başladı. Hemen beni sedyeye aldılar… “Hissediyor musun, kıpırdıyor mu?” diye sordu. “Bilmiyorum” dedim “Çok canım yanıyor.” Tam o sırada hareketini hissettiğimi söyledim ve doğumhaneye aldılar.
Doğumhanede makasa bir ayağımı attığımda “Doğdu!!!” diye bağırdım. O anda doktorun dönüp “Eyvah! Kordon.” diye haykırışını sanırım asla unutmayacağım. Elinde vakumla koştu… İçeride az önceki doğumun doktoru da vardı ve ameliyat kıyafetleri olmamasına rağmen bana koştu. “Lütfen bize yardım et! Bir kez şiddetlice ıkın.” dedi… Ne kesik ne de uyuşturucuya vakit vardı. O an sancıyla beraber gücüm yettiğince ıkındım, diğer doktor karnıma abandı ve vakumla çocuğu aldılar.
Offf o panik, o koşturmaca.. Kabusu yaşadık. Bebek nefes almıyordu… Kordon sarkması nedeniyle bebek oksijensiz ve kansız kalmış bir süre. Beni makasta bırakıp bebeğe koştular. Doktorumun “Hadi oğlum nefes al.” diyerek masaj yapışını izliyorum. Titreme krizi geliyor bana… “Kötüyüm.” dedikten sonra hemen “Biri anneye koşsun.” dediğini ve o an doktorumun “Aferim oğlum.” diyişinden sonrasını hatırlamıyorum. Bir de odaya koşan insanlar… Ellerinde ne olduğunu anlamadığım aletler, bir sürü kuvez… Ama oğlumu 2 kat bir beze sarıp çıkardılar odadan.. Vakit yoktu…
Kendime geldiğimde dikiş atılıyordu. Zangır zangır titriyorum… Soğuktan değil, fotoğraflara bakınca farkettim ki gözlerim yuvasından çıkacak gibi. Korkudan ve acıdan şok geçirmişim.
Odaya nasıl gittim, hangi ara kendime geldim bilmiyorum. Bebek 25 saat yoktu yanımda. Yoğun bakımda toparlanmasını bekledik. Gece yarısı beni yoğun bakıma aldılar ama Tuna’ya dokunmam yasaktı. Bu sıralarda hiç ağlamadım, sürekli kalkıp yürüdüm… Başım dönüyordu, hiç halim yoktu ama dolaştım… Hatta gelen gidenle sohbet ettim, çay-kahve içtim… Sanki o doğumu ben yapmamışım gibi…
Tüm bu anlattıklarımı 25 gün sonra net olarak hatırladım. O zaman çok fena ağladım… Annem, kardeşim ve eşim anlatıyordu dışarıdan gördüklerini ama bana masal gibi geliyordu. Hatırlamamam iyi de oldu aslında. Herşeye rağmen güzel lohusalık geçirdim… Bir de şükretmeyi öğrendim sanırım.
Doğum fotoğrafçısı arkadaşımı aramış herkes. Çünkü her şeyin en yakın şahidi o… Steril alan ile doğumhane arasında herşeyi izlemiş. Hayatımın şokuydu, asla unutamam diyor…
Ben ve doktorum herşeyin bir sebebi olduğunu, Beylikdüzü’nden Şişli’deki hastaneye inatla gitmemin bir sebebi olduğunu ve bu yüzden tanışmış olduğumuza inanıyoruz. Altuğ Semiz, o günü “Ömrümden 10 yıl gitti, üç gün kendime gelemedim. Mesleğe başladığım günden beri böyle riskli bir doğum yaşamadım.” diye anlatıyor.
İyi ki tanışmışız… Ben bunları kesin yaşayacaktım ve başka yerde olsaydım belki de güzel bir sonuç alamayacaktık… Çok çok çok teşekkür ediyorum. Sadece doğum için değil, tüm hamileliğim boyunca güzel bir doktor-hasta ilişkisi yaşattığı için.
Şükürler olsun sonuç gayet iyi sağlıkla çok uzun yıllar el ele olun inş. .güle güle büyüt canım.
Çok teşekkür ederim. Çok şükür herşey yoluna girdi
Acheter Cialis Levitra Viagra
Can Amoxil Treat Bacterial Vaginosis
Acyclovir No Script Canada
Cialis 5 Mg Generika
Cheap Ciali Pills
Generic Viagra Usa Shipping
Cialis In Hamburg
commander viagra
Cheap Flagyl In Irving
Zythromax Or Cephalexin
Viagra Spedizione Europa
Can I Take Sudafed With Amoxicillin
Buy Silagra From India