Asya’ya geçen sene bu sıralar alerji teşhisi konmuştu. O zaman Asya’nın başına gelenleri ve yaşadıklarımızı bu blogdaki ilk yazımda anlatmıştım.
O dönem çok hastalanmış ve test yapılmadan verilen ilaçlarla ve gereksiz antibiyotiklerinde etkisiyle Asya’nın bütün bağışıklığı çökmüş, nefes alamaz, yürüyemez hale gelmişti.
Tüm uyarılarıma rağmen bir test bile yapmayan doktorların verdiği antibiyotiklerle iyileşmeyen Asya’ya Dr. Ahmet Hasanzade’nin yaptığı test sonucunda bir çok gıdaya karşı alerji çıkmıştı.
Geçen sene Ahmet Bey’i bulup tedaviye başladığı ilk günden beri hızla iyileşmeye başlayan Asya, asla doktora gitmek istemezken, şimdi ne olursa olsun “Anne beni doktora götür” diyor. Ama şartımız var Ahmet amcaya gitmek istiyor. Bir yıldır sadece 2 kez acile gitmek zorunda kaldık. Birisi kafasının üzerine merdivenlerden düştüğünde, birisi de kulaklarındaki ağrı yüzünden ağlamasını durduramadığımızda.
Geçtiğimiz Perşembe yine kızımın Ahmet Amcasına gittik. Hafif öksürüğü vardı. Genel kontrolünü ve alerji muayenesini yaptı. Sonrasında geçtiğimiz bir yılı serdi önüme ve “Bahar Hanım çok büyük birşey başardınız” dedi. “Asya geçen sene buraya geldiğinde bütün alerjik bağışıklığı çökmüştü ve hastalanmaya son derece açıktı. Diyetine verdiğiniz önem ve düzenli takiple şu an Asya’ya yaptığım muayenede alerji belirtisi yok. Vücudunda var olan döküntüler yaşadığı viral enfeksyondan kaynaklı” dedi. Kreşe de gittiğini düşünürsek Asya’nın bu kadar hızlı bağışıklığının toparlanması aslında mucize gibi. Asya bu zaman zarfında 4 kez gribal enfeksyon geçirmiş ve sadece birisinde antibiyotik kullanmışım. En kritik zamanlarda bile uyguladığımız bakım Asya’nın hızla kendini toparlamasına yardımcı olmuş. Tabi burada kreş sahibimiz Zübeyde Bağlan, öğretmenimiz Dilek Hanım ve ellerinden öpülesi kadın aşçımız Zeynep Abla’nın da emeklerini gözardı edemem. Asya günün büyük bölümünü kreşte geçiriyor. Ben ne kadar süt, yoğurt, kefir ve peynirini göndersem de hatta kek, makarna vs gibi orada hazırlanamayacak gıdalarını hazırlasam da, onların özen ve emeği olmasa bu kadar başarılı olamazdık. Hep diyorum Asya’yı kreşe gidene kadar bakan Aysel Ablamız dahil olmak üzere herkes Asya’ya büyük özen gösterdi. Bizim en büyük şansımız kreş ve Anneannemiz. Hep dediğim gibi o da gıda alerjisi yaşayan bir kadın ve Asya’nın ilk alerjisi patladığında yanımızdaydı. Sonrasında da bizi uzun süre bırakmadı. Hatta ameliyata girmeden önce tarhanasını hazırlamış, hesabına göre çıktıktan sonra kurutabilecek.
Ahmet Bey’in dediğine göre seneye Asya’nın vücudu alerjik tepki vermemeye başlayacak. Yani iyileşiyoruz. Gidişat onu gösteriyor gibi :))
Bu durumda sadece toz, nem, küf ve hayvan kılına karşı oluşan alerjimiz ve bunun getirisi olan mevsimsel astım kalacak ama bu rahatsızlığı da bu yaşta yaşamak avantajlı bir durum. İlerleyen yaşlarda daha zor oluyormuş aynen benim yaşadığım gibi. Ama eminim ki o da zamanla iyileşecek 🙂
Asya kilo ve boy olarak yaş ortalamasının altında. Artık Ahmet Bey kesin olarak dedi ki “bu kız minyon bir kız olacak”. Boyu ve kilosu alerji tedavisi başlayana kadar çok yavaş artıyordu, tedavi başladıktan sonra olması gerektiği hızla ilerledi, yani durum tamamen genlerle alakalı. Annesi gibi ufak tefek olacak 🙂
Bir Yorum
Pingback: 2manuals